VEYİSOĞLU, SEVİL DİDEM
DER, DIE, DAS
Özel Alman Lisesi Türk Müdürü
1 Mayıs 1969, İstanbul
Alman Lisesi öğrenim yıllarınız:
1984-1989
Alman Lisesi sonrası eğitiminiz:
Ankara Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı/ İstanbul Üniversitesi Almanca Öğretmenliği
Mesleğiniz:
Almanca Öğretmeni
Halen çalıştığınız yer / Bulunduğunuz pozisyon:
Özel Alman Lisesi / Türk Müdür
Meslek dışı çalışmalarınız:
ALKEV Mütevellisi, İstanbul Alman Liseliler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
Yabancı diliniz:
Almanca, İngilizce, Fransızca
Eşinizin adı:
Tunç Veyisoğlu
Eşinizin mesleği:
Deniz Subayı
Çocuklarınızın isimleri:
İlayda Veyisoğlu
E-posta adresiniz:
mudur@ds-istanbul.de
didemveyisoglu@yahoo.de
VEYİSOĞLU, SEVİL DİDEM Cevaplıyor
Ailemin Almanya'daki görev süresi dolduktan sonra Türkiye'ye dönme kararı aldıklarında, anne ve babamın isteği ile Alman Lisesi Sınavları'na girdim. Ailemin; "Senin için çok güzel ve köklü bir okul olan Alman Lisesi'ni seçtik ve uygun görüyoruz" şeklindeki tercihi o zaman beni pek memnun etmemiş olsa da, okumaya başladığımda zaten benim de başka bir okulda okumayı düşünmediğimi gördüm. Çünkü bu okul tam bana göreydi.
İnsanın kendisini anlatması aslında bana göre değil, ama sınıf arkadaşlarım benim iyi ve çalışkan bir öğrenci olduğumu her ortamda şimdi bile yineliyorlar. Buna göre iyi ve çalışkan bir öğrenciydim diyebilirim.
Türkiye'ye ilk döndüğüm yıl edebiyat dersinde aruz vezni beni çok zorladığından, ilk başlarda sevmediğim daha doğrusu sevemediğim dersim olmuştu. Matematik ve Kimya ise en sevdiğim derslerimdi.
Öğretmenlerimin hepsini çok sevdim ve hepsinin bende yeri ayrı olduğundan, farklı izler bıraktıklarından ayrım yapmayı doğru bulmuyorum.
Okulun, voleybol takımında yer aldım ve Sosyal Yardımlaşma Kulübü'nde sevgili Nurtaç Oğralı Hocam ile görev aldım.
Ayça Okçu Seçer
Aslında ailemden mimar veya doktor olmam konusunda her zaman bir yönlendirme vardı. Ben önceleri bu mesleklere yönlenme yoluna girsem de daha sonra Abitur yaptıktan sonra, İsviçre'de Hukuk tahsili yapmaya karar verdim. Ancak bu yolumu sonrasında öğretmenliğe çevirdim.
Ben erkek öğrencilerin sayıca bir hayli fazla olduğu bir sınıfta, azınlık olarak okuduğumdan, her günüm ayrı bir anı ve macera ile doluydu. Bu sınıf ile geçirdiğim 3 yıl bana o kadar büyük bir zenginlik oldu ki anlatsam buraya sığmaz. Kısacası ben çok güzel anı ve dostluklar biriktirdim ve biriktirmeye de devam ediyorum.
Alman Lisesi'nde aldığım Abitur Diploması ile aslında kabul edildiğim İsviçre Basel Şehri'nde hukuk okumaya gitmek üzereyken, asıl beni mutlu edecek şeyin öğrenci ile beraber olmak olacağını anladım. Bundan sonraki süreçte, Ankara Üniversitesi'nde Alman Dili ve Edebiyatı, daha sonrasında ise İstanbul Üniversitesi'nde Öğretmenlik Formasyonu alarak eğitimime devam ettim.
Alman Liseli olmam bana farklı bir dünya görüşü kattığından; dünya vatandaşı olma, sorma ve sorgulama eylemlerini diğerlerinden daha farklı yerine getirdiğimi düşünüyorum. Ama hayatımda daha da başarılı olmamın nedenini her zaman okulumu çok sevmem ve ona her ne olursa olsun bağlı kalmam olarak açıklıyorum. Tabi ki ben diğer mezunlara göre daha şanslı hissediyorum kendimi. Bu okulun mezunu olarak çok sevdiğim okulumda Türk Müdür olarak çalışıyor olmak herkesin sahip olabileceği bir şey de değil.
Alman Lisesi'ni Alman Lisesi yapan olguların başında vizyonu geniş bir okul olması, kaliteli ve alanında uzman eğitim kadrosuna sahip olması, 150 yıllık köklü bir geçmişe sahip olması, Almanca ve İngilizce dillerini zorunlu dil olarak vermesi ve Türk lise diplomasının yanı sıra Abitur diplomasını da vermesi gelir.
Abitur yaptım. Abitur diplomam ile yurt dışında hukuk eğitimine kabul aldığım halde, Türkiye'de kalıp şu anda yaptığım mesleğin eğitimini almaya karar verdim. Bir okuldan mezun olurken çift diploma şansını elde etmek size geniş bir yelpazede eğitim alma imkanı sunuyor. Bir de bu diplomanın sadece Almanya'da değil de tüm dünyada ömür boyu geçerli bir diploma olduğunu düşünürsek, az sayıda öğrencinin sahip olduğu bir durum olduğunu görebiliriz.
Alman Lisesi Ruhu; kişinin aslında okuluna hissettiği bağlılıktır. Okulda öğrencinin bulunma süresi 8 yıl iken, bana göre bu ruh daha da güçlü olabiliyordu, çünkü öğrenciler 11-12 yaşında okula başlayıp 8 yıl okulda kalıyorlardı. Bu süre 5 yıla düştüğünde ise, ruh oluşturmak ve geliştirmek biraz zor olsa da yine de imkansız değildir diyorum.
Kariyerimin her aşamasında Alman Lisesi'nin yeri büyüktür. Burada okurken almış olduğum, herkesin "Alman Disiplini" diye tabir ettiği disiplin de bunun kanıtıdır. Bu disiplin şekli, aslında dışarıdan görünen ve anlaşılan bir katı disiplin değildir. Tabi ki de okul içi belli kurallara herkesin uyması bir gerekliliktir. Ama burada kazanılan ve kazandırılan iç disiplindir. Bu da bence Alman Liseliler'i diğer okul mezunlarından ayıran belirgin bir özelliktir.
Alman Lisesi'nde şu anda eğitim gören ve/veya ileride eğitim görecek olan gençlere; kendilerinin büyük emekler harcayarak ve isteyerek, seçerek geldikleri bu okuldan en azami şekilde fayda sağlamalarını tavsiye ediyorum. Soran, sorgulayan, ayakları üzerinde sağlam duran, dünya vatandaşı olan bireyler olarak yetişmelerini, ülkemizin ve dünya üzerindeki seçkin üniversitelerin bölümlerinden mezun olarak, her alanda aktif olarak çalışmayı hedeflemelerini öneriyorum. Aslında Fen ağırlıklı bir okul olması sebebiyle öğrencilerimizin; mühendislik, tıp, mimarlık gibi alanlarda daha çok bir üst eğitimi tercih ettiklerini gözlemliyorum, ama bu çağın gerekliliklerine göre değişkenlik de gösterebilir. Dünyanın ihtiyacı üzerine birçok değişik meslek grubu da oluştuğundan, farklı alanlarda üst eğitimlerine devam edebilirler. Sadece mutlu ve verimli olabilecekleri bir alanı seçtiklerinden emin olmalarını belirtiyorum öğrencilerime.
AYÇA OKÇU SEÇER SORUYOR
Şu anki gençlerin gidebildiği kadar çok seçenek olmamasından ötürü, Bağdat Caddesi'nin sayılı pizzacılarından olan "Kral ve Ben"e gitmeyi çok seviyorduk
Mezuniyet yılımız olan 1989 yılı Haziran ayında mezuniyet öncesi adını "Tomtini" koyduğumuz Skoda marka araba ile tatile gittik.
Hala izlemekten bıkmadığım filmler arasında olan "Top Gun" filmini üç defa izledik Ayça ile beraber sinemada ve her seferinde sanki ilk defa izliyormuş gibi izledik.
Ayhan Bey
Çok sevdiğimiz sınıf arkadaşlarımız Serkan Bilgen ve Anıl Özger'in arka sırasında oturmaktan büyük keyif aldık 3 yıl boyunca.
Aula
İnci
Seza Biriken
Bekir Sıtkı Erdoğan