DER, DIE, DAS

s

Yüksek Mühendis

15.07.1984 İstanbul

Alman Lisesi Öğrenim Yıllarınız:

1995 - 2003

Alman Lisesi Sonrası Eğitiminiz:

Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği

Cornell Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Yüksek Lisansı

Mesleğiniz:

Endüstri Mühendisi

Halen Çalıştığınız Yer / Bulunduğunuz Pozisyon:

Serdengeçtiler Tarım Proje Yöneticisi

Meslek Dışı Çalışmalarınız:

Alman Liseliler Derneği

Büyük Kulüp Derneği

 

Yabancı Diliniz:

Almanca, İngilizce

Eşinizin Adı:

Kemal Serdengeçti

Eşinizin Mesleği:

Avukat

Çocuklarınızın İsimleri:   

Halise Nil Serdengeçti 

Ailenizdeki Başka Alman Liseliler(Varsa): 

Eşim Kemal Serdengeçti

SERDENGEÇTİ, NAZ ASLI Cevaplıyor


Alman Lisesi'ne giriş hikâyeniz nedir?
Avusturya Liseli anne ve babanın tek kızıyım. Annem ve babam ben küçükken bazen kendi aralarında Almanca konuşurlardı. Ben de anlamadığım için üzülür ve onlara çok özenirdim. Alman Lisesi hep hayalimdi ve kazandıktan sonra bir an bile tereddüttüm olmadı. Kayıt yaptırırken okul koridorlarında ayaklarında koca koca botlar ile futbol oynayan renkli saçlı ablalarımı hala bugünkü gibi hatırlıyorum.
Alman Lisesi'nde nasıl bir öğrenciydiniz?
Alman Lisesinde öğretmenleri tarafından takdir edilen iyi bir öğrenciydim. Üç sene üst üste sınıf başkanlığı yaptım. Yalnızca panik kişiliğim arkadaşlarım arasında meşhurdu.
Alman Lisesi'nde en sevdiğiniz ve en sevmediğiniz dersler nelerdi?
En sevdiğim dersler Almanca ve Matematik idi. Kimyayı çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim.
Unutamadığınız öğretmen kimdir?
Herr Backer, Herr Brademann ve Herr Hoppstock
Alman Lisesi'nde ders dışı faaliyetleriniz nelerdi?
Alman Lisesi'ne ilk girdiğim yıllarda kız satranç takımında yer aldım ve çeşitli turnuvalara katıldım. 7 ve 8 inci sınıflarda korodaydım, Gümüşsuyu'nda bulunan Alman Başkonsolosluğunda çeşitli konserlerimiz olurdu. Sonraki yıllarda Alman Lisesi'ni temsilen Bonn'da düzenlenen SPUN "Schüler-Plannspiel United Nation" organizasyonu için İnsan Hakları Komisyonunda yer aldım. Daha sonraki yıllarda da okulumuzun bir kayak takımı olmadığını fark edip, o zamanlar hem Almanca hocamız hem de sınıf hocamız olan Herr Backer ve sevgili beden eğitimi hocam Canan Kocakaya ile Alman Lisesi Kayak Takımının kurulmasına ön ayak oldum.
Sıra arkadaşınız kimdi?
Hazırlıkta Seha Saygılı, sonraki yıllarda ise Dilek Aydın ve Şima Bensinyor. Hepsi çok sevdiğim ve hala yüzümü gülümseten anılarımın olduğu çok sevgili ve kıymetli arkadaşlarım.
Alman Lisesi'nde okurken geleceğe dönük idealleriniz, planlarınız, hayalleriniz nelerdi?
Amerika'da çok iyi bir okula girmek istiyordum. Bunun için de aslında tüm SAT'lere girmiştim. Ama sonrasında ailem hem daha çok genç olduğum için hem de sanırım tek kız olduğum için üniversiteyi burada okumamı arzuladı. İş ciddiye binince ben de onlardan ayrılamadım. Üniversiteyi bitirince master için Ivy League okullarından biri olan Cornell Üniversite'sine girdim ve hayalimi geç de olsa gerçekleştirdim
Sizin öğrencilik yıllarınızda dönemin koşulları nasıldı? Ülkenin ve okulun şartlarını şimdiyle nasıl kıyaslarsınız?
Bizim okuduğumuz yıllarda bence herşey çok daha güzeldi. Çok fazla alternatif olmadığı için hep aynı yerlere gider, arkadaşlarımızla oralarda buluşurduk. Sabah servisler çok erken geldiği için Tuna Kafe'de son dakika ödevlerini yapar, bazen de bu ödevleri birbirimizden çekerdik. Tuna Kafe'nin yukarı katında sigara içilir, zaman zaman Seza Hanım ve Nuran Hanım'ın tarafından buraya baskınlar da olurdu. Ama o yıllarda herşey çok daha gerçek ve samimiydi.
Alman Lisesi'ndeki öğrencilik yıllarınıza dair unutamadığınız, yıllar geçse de hatırlayıp, yâd ettiğiniz (olay, anı, kişi vb.) neler var?
Alman Lisesi'ne daha çocuk sayılabileceğimiz bir yaşta girdiğimiz ve sınıflarımız son senelere kadar hiç karışmadığı için arkadaşlıklarımız çok değerli ve köklü idi. Hepimiz kardeş gibi beraber büyüdük. Arkadaşlarımın hepsi benim için çok kıymetli olduğu için annem tüm sınıf arkadaşlarımı toplar, onlara pizza ve tiramisu partisi verirdi. Hemen hemen tüm sınıf arkadaşlarımın bu partilere eksiksiz katılırdı. Aynı şekilde ben de aynı gün bir doğum günü Caddebostan'da bir doğum günü Florya'da olsa dahi ikisine de katılıp hiçbir arkadaşımı kırmamaya özen gösterirdim.
Şu an sahip olduğunuz hayat tecrübesi ile o günlere, öğrencilik yıllarına dönmek mümkün olsa, neyi farklı yapardınız?
Şu an o yıllara geri dönme imkânım olsa herşeyi çok fazla gözümde büyütüp, stres yapmazdım herhalde. Ama hiç birşeyin pişmanlığımı yaşamıyorum. Çok keyifli günlerimiz, anılarımız, çok köklü arkadaşlıklarımız oldu. Okul benim için bu arkadaşlıklarda devam ediyor zaten, o yılları sona ermiş bir dönem olarak görmüyorum.
Alman Lisesi'nde sonra öğreniminize nasıl devam ettiniz?
Sabancı Üniversitesi'nde burslu olarak Endüstri Mühendisliği okudum. Hemen sonrasında da hep hayalini kurduğum Ivy League okullarından biri olan Cornell Üniversite'sinde de yine endüstri mühendisliği üzerine master yaptım. Bu alanda, kurumsal hayatta Sabancı şirketler grubu bünyesinde ve yabancı şirketlerde uzun yıllar çalıştım ve kızımın doğumu sonrasında da aile şirketinde çalışma hayatımı sürdürmekteyim.
Alman Liseli oluşunuzun size ve kariyerinize neler kattığını düşünüyorsunuz?
Alman Liseli olmak bence her zaman bir ayrıcalık. Alman Lisesi dakik olmayı, sorumluluk duygusunu, analitik düşünmeyi, herşeyi sorgulamayı ve mantığına yatmayanı asla yapmaman gerektiğini son derece iyi aşılayan ve aynı zamanda öğrenciye çok iyi iki yabancı dil de öğreten bir okul.
Abitur yaptınız mı? Bunun size nasıl bir katkısı oldu? Bu sistemi nasıl değerlendirirsiniz?
Başından beri Almanya'da okumayacağımı bildiğim halde Abitur yaptım. Alman Liseli olup da Almanya'nın sadece üçte birinde bulunan Abitur'u yapmamak bence çok yazık olurdu. Abitur'a hazırlanırken öğrendiğim konular sayesinde üniversitenin ilk yılında hiç çalışmadan not ortalamam o kadar yüksek geldi ki, üniversiteye burslu olarak girmiş olmadığım halde Sakip Sabanci Bursundan faydalanma imkânım oldu. Özetle üniversitede aldığım bursumu tamamen Abitur yapmış olmama borçluyum.
Alman Liselilik ruhu hakkında neler söylersiniz? Var olduğunu düşünüyorsanız, ifadesi nedir? Sizce geçmiş ve bugün arasında farklılıklar gösteriyor mu? Bu ruhun yansıttığı belirgin değerler olduğunu düşünüyor musunuz? Yoksa nasıl oluşturulabilir, ya da oluşturulabilir mi?
Kesinlikle var olduğunu düşünüyorum. Bence aynı kültürü almak ve aynı yollardan geçmek insanları birbirine yakınlaştırıyor ve arada bir bağ oluşturuyor. Bunun en somut örneğini eşim Kemal Serdengeçti ile tanışmamızda yaşadık. Aynı ilkokul, aynı ortaokul ve lisede okumuş olmamız paylaşımımızı arttırdı ve bizi birbirimize yakınlaştırdı.
Edindiğiniz kariyerde ve halen bulunduğunuz pozisyona gelmenizde eğitimin yanı sıra, hangi etkenlerin yolunuzu açtığını düşünüyorsunuz?
Disiplin, kararlılık ve azim
Bugün Alman Lisesi'nde öğrenim gören ya da ileride görecek olan gençlere tavsiye ve önerileriniz neler olur? Onlara hangi sektörleri hedef alan eğitimleri tavsiye edersiniz?
Şu an içinde bulunduğumuz dünya düzeni artık çok farklı. Onlara doktor, avukat ya da mühendis olmalarını öğütleyemem. En sevdikleri, yeteneklerine ve kişiliklerine en uyan meslekleri seçmelerini önerebilirim.

ŞİMA BENSINYOR SORUYOR

Kızın Halise Nil ileride Alman Lisesinde okusun ister miydin?
Kesinlikle
İkimizde sınıfın en panik ve stresli tipleri olduğumuz halde aynı sırayı paylaştık. Senin de bazen rüyalarında sınav gördüğün oluyor mu?
Çok garip bir şekilde aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen bazen oluyor. Hâlbuki her şeyi en iyi şekilde başardık; ne kadar gereksiz stresler yaptığımızı insan daha sonraları daha iyi anlıyor.

ŞİMA BENSINYOR SORUYOR

Alman Lisesi genelde erkek ağırlıklı bir okuldu. Hatta son senelerde sınıfta sadece 6 kız kalmıştık. Bunun herhangi bir zorluğunu yaşadın mı?
Alman Lisesi daha çok fen okuluydu. Belki çok lady olarak yetiştirilmedik ama edebiyat ve tarih öğretmenlerimiz o kadar oturaklı ve hanımefendiydi ki ister istemez onlardan olumlu yönde etkilendik ve onları kendimize örnek aldık. Tüm sınıf arkadaşlarımızla kardeş gibi büyüdük ve yetiştirildik.
Alman Lisesinde seni en etkileyen kitap hangisiydi?
Herrmann Hesse, Steppenwolf

SEHA SAYGILI SORUYOR

Alman Lisesinde bazen toplu halde okul kırardık? O günlerde en çok ne yapmaktan keyif alırdın?
Çiçek Pasajına gitmekten, İnci' de profiterol yemekten ve bowling oynamaktan.
Okul çıkışına seni almaya ailen gelir miydi? En çok kim geldiği zaman mutlu olurdun? Bununla ilgili bir anını paylaşabilir misin?
Sekizinci sınıfta bir cuma okul çıkışı tramvaya binmiş, Taksim'e doğru ilerlerken telefonum çalmıştı. O zamanlar cep telefonları daha yeni çıkmıştı. Arayan edebiyat öğretmenimiz Ayşe Hanım'dı, dedem Dr. Recai Ergünlü'nün beni almak için okulda bulunduğunu söylemişti. Haberi duyunca hemen geri döndüm ve o yıllarda Bursa'da oturan dedemi karşımda görünce çok mutlu oldum. Onunla okul çıkışı Marmara Etap'ta oturup pasta yemek en unutamadığım anılarımdan.
Peki ya Servis anıların?
Servis şoförümüz Abdullah Ağabey idi. Kendisi tüm servis çok severdik. Bazen bizi o zamanlar için çok lüks sayılan Mc Donalds'e götürürdü, çok sevdiğim servis arkadaşım Alper Altmışoğlu ile maç iddiaları meşhurdu.
Sence Alman Lisesi disiplinli mi yoksa özgürlükçü bir okul muydu?
Bence her ikisi de. Ders konusunda disiplindeydi. Çok ödev vermezlerdi ama öğrenciye sorumluluk aşılardı. Mesela kıyafet konusunda çok katı değildi; öğrencilerin düşüncelerine ve özgürlüklerine belli kurallar çerçevesinde çok değer verilirdi.