Alman Lisesi'ne giriş hikâyeniz nedir?
Avusturya Liseli anne ve babanın tek kızıyım. Annem ve babam ben küçükken bazen kendi aralarında Almanca konuşurlardı. Ben de anlamadığım için üzülür ve onlara çok özenirdim. Alman Lisesi hep hayalimdi ve kazandıktan sonra bir an bile tereddüttüm olmadı. Kayıt yaptırırken okul koridorlarında ayaklarında koca koca botlar ile futbol oynayan renkli saçlı ablalarımı hala bugünkü gibi hatırlıyorum.
Alman Lisesi'nde nasıl bir öğrenciydiniz?
Alman Lisesinde öğretmenleri tarafından takdir edilen iyi bir öğrenciydim. Üç sene üst üste sınıf başkanlığı yaptım. Yalnızca panik kişiliğim arkadaşlarım arasında meşhurdu.
Alman Lisesi'nde ders dışı faaliyetleriniz nelerdi?
Alman Lisesi'ne ilk girdiğim yıllarda kız satranç takımında yer aldım ve çeşitli turnuvalara katıldım. 7 ve 8 inci sınıflarda korodaydım, Gümüşsuyu'nda bulunan Alman Başkonsolosluğunda çeşitli konserlerimiz olurdu. Sonraki yıllarda Alman Lisesi'ni temsilen Bonn'da düzenlenen SPUN "Schüler-Plannspiel United Nation" organizasyonu için İnsan Hakları Komisyonunda yer aldım. Daha sonraki yıllarda da okulumuzun bir kayak takımı olmadığını fark edip, o zamanlar hem Almanca hocamız hem de sınıf hocamız olan Herr Backer ve sevgili beden eğitimi hocam Canan Kocakaya ile Alman Lisesi Kayak Takımının kurulmasına ön ayak oldum.
Sıra arkadaşınız kimdi?
Hazırlıkta Seha Saygılı, sonraki yıllarda ise Dilek Aydın ve Şima Bensinyor. Hepsi çok sevdiğim ve hala yüzümü gülümseten anılarımın olduğu çok sevgili ve kıymetli arkadaşlarım.
Alman Lisesi'nde okurken geleceğe dönük idealleriniz, planlarınız, hayalleriniz nelerdi?
Amerika'da çok iyi bir okula girmek istiyordum. Bunun için de aslında tüm SAT'lere girmiştim. Ama sonrasında ailem hem daha çok genç olduğum için hem de sanırım tek kız olduğum için üniversiteyi burada okumamı arzuladı. İş ciddiye binince ben de onlardan ayrılamadım. Üniversiteyi bitirince master için Ivy League okullarından biri olan Cornell Üniversite'sine girdim ve hayalimi geç de olsa gerçekleştirdim
Alman Lisesi'ndeki öğrencilik yıllarınıza dair unutamadığınız, yıllar geçse de hatırlayıp, yâd ettiğiniz (olay, anı, kişi vb.) neler var?
Alman Lisesi'ne daha çocuk sayılabileceğimiz bir yaşta girdiğimiz ve sınıflarımız son senelere kadar hiç karışmadığı için arkadaşlıklarımız çok değerli ve köklü idi. Hepimiz kardeş gibi beraber büyüdük. Arkadaşlarımın hepsi benim için çok kıymetli olduğu için annem tüm sınıf arkadaşlarımı toplar, onlara pizza ve tiramisu partisi verirdi. Hemen hemen tüm sınıf arkadaşlarımın bu partilere eksiksiz katılırdı. Aynı şekilde ben de aynı gün bir doğum günü Caddebostan'da bir doğum günü Florya'da olsa dahi ikisine de katılıp hiçbir arkadaşımı kırmamaya özen gösterirdim.
Alman Lisesi'nde sonra öğreniminize nasıl devam ettiniz?
Sabancı Üniversitesi'nde burslu olarak Endüstri Mühendisliği okudum. Hemen sonrasında da hep hayalini kurduğum Ivy League okullarından biri olan Cornell Üniversite'sinde de yine endüstri mühendisliği üzerine master yaptım. Bu alanda, kurumsal hayatta Sabancı şirketler grubu bünyesinde ve yabancı şirketlerde uzun yıllar çalıştım ve kızımın doğumu sonrasında da aile şirketinde çalışma hayatımı sürdürmekteyim.
Abitur yaptınız mı? Bunun size nasıl bir katkısı oldu? Bu sistemi nasıl değerlendirirsiniz?
Başından beri Almanya'da okumayacağımı bildiğim halde Abitur yaptım. Alman Liseli olup da Almanya'nın sadece üçte birinde bulunan Abitur'u yapmamak bence çok yazık olurdu. Abitur'a hazırlanırken öğrendiğim konular sayesinde üniversitenin ilk yılında hiç çalışmadan not ortalamam o kadar yüksek geldi ki, üniversiteye burslu olarak girmiş olmadığım halde Sakip Sabanci Bursundan faydalanma imkânım oldu. Özetle üniversitede aldığım bursumu tamamen Abitur yapmış olmama borçluyum.
Peki ya Servis anıların?
Servis şoförümüz Abdullah Ağabey idi. Kendisi tüm servis çok severdik. Bazen bizi o zamanlar için çok lüks sayılan Mc Donalds'e götürürdü, çok sevdiğim servis arkadaşım Alper Altmışoğlu ile maç iddiaları meşhurdu.