Alman Lisesi'nde sonra öğreniminize nasıl devam ettiniz?
1 yıl Ist. Üni. Ed. Fak. Alman Filolojisi bölümüne gittim, notlarım çok iyi olduğundan Gottingen Üni. 2 aylık Alman Filolojisi eğitimi aldım. 40 kişilik kursta birinci oldum ve bunun neticesinde burs kazanarak (DAAD bursu) Almanya Bonn Üniversitesinde okudum.
Lisenin eski tarzı ile şimdiki arasında ne fark var?
O kadar çok fark var ki hangisini anlatayım? Ben Alman lisesinden sadece Almanya'da Üniversiteye giderken ve orada Almanca hocalığı yaparken 8 sene ayrılmış oldum. Bunun dışında hep Alman Lisesinde öğrencilere özel ders verdiğim için bütün değişiklikleri adım adım bir bir gördüm ve yaşadım. Öğretmen kalitesi geçen her zaman diliminde azaldı. Türkiye'nin yaşadığı tüm toplumsal dönüşümlerin etkisi Alman Lisesinde de görüldü. En önemli değişim tüm dünyanın yaşadığı teknik alandaki gelişmeler oldu. Artık Alman Lisesi öğrencileri dijital dünyanın çocukları. Onlar kullandıkları teknik araçların esiri. Kitap açıp bilgilerini okuyarak geliştirmeyi bilmiyorlar çünkü Google amca onların bütün sorularına cevap veriyor. Aradaki fark bu.
En sevdiğin hoca hangisiydi ve sebebi nedir?
En sevdiğim iki hoca var. Biri Almanca ve İngilizce hocamız Dr.Karl Alban diğeri tarih hocamız Cahide Atakul. Ben Dr.Alban'dan Alman kültürü ve felsefesini öğrendim. Onun ders tekniğine o kadar alışmışım ki ben hala aynı yöntemi kullanıyorum derslerimde .Edebiyat dersini hayat bilgisi olarak aktaran hocama hayrandım. Cahide Atakul dan da bir hoca olarak anlattığımız konuyu öğrenciye sevdirmeyi öğrendim. Her derste Cahide Hanım'ı önümde gördüm onun beden dilini ve sesini taklit ettim. Böylece başarılı ve Sevilen bir hoca oldum.
Alman lisesinde en komik hatıran nedir?
Alman lisesinde orta ikide iken matematik hocamız Herr Bunese idi. Bir yazılı sınavdan sonra en iyi notu ben aldığım için sınavda sorulan soruların cevaplarını yazmam için beni tahtaya kaldırdı. Dalgınlıkla veya heyecan içinde tahtaya rakamları tebeşir ile yazarken aptalcasına bir hata yapmışım .Farkında değilim .Herr Bunese benim at kuyruğuma asıldı saçımı çekti. Aptalca yanlış yapma dedi. Çok kötü oldum. Kendimi dışarı attım .Koşa koşa öğretmenler odasına gittim annemi buldum ve anneme sarılarak beni okuldan almasını söyledim. Mutlaka başka komik olaylar var ama yazarken aklıma Herr Bunese geldi. Allah rahmet eylesin.
Küçüklükten beri dans yeteneğinin olduğunu biliyorum .Yürüyüşüne bile yansırdı uyumlu harekete olan sevgin. Hiç dans eğitimi almış mıydın?
4 yaşında annem beni taksimde bale okulu olan Rus asıllı madam Arzomanof'un kurslarına yazdırmıştı. 12 yaşına kadar bale eğitimi aldım. 10 yaşında Türkiye'nin en geç yazarı seçildiğimde bir gazeteci benim bale yaptığım okula gelip benimle röportaj yapmıştı ve bale hocamıza da sorular sormuştu benim hakkımda. Madam Arzanomof'un verdiği cevabı hiç unutmadım. 'Neşe yapıyor bale sanki bir şiir!' Bu cevap röportajda da çıkmıştı. İki yıl sonra yine Rus asıllı madam Olga'ya gittim. Kendisi konservatuarda da hoca idi. Benim bale işini ciddiye almamı istedi. Ama yapamadım. Alman lisesi zorlaşmıştı. Diğer yandan gazetelere dergilere çocuk sayfası hazırlıyor yazılar yazıyordum. Bale hayatım böylece yaklaşık 16 yaşımda bitti.
İstanbul üniversitesinde başarılı bir Alman Filolojisi öğrencisiyken birden yurt dışına gittin, uzun yıllar sonra döndün. Bu gidiş nasıl oldu? Oralarda neler yaptın?
-İstanbul Üniversitesindeki öğrenciliğim çok kısa sürdü. Aldığım yüksek notlar nedeniyle Gottingen Üniversitesinin bir yaz kursuna gönderildim. Dünyanın her yerinden gelmiş Alman Filolojisi öğrencilerinin içinde, 40 kişiydik o yaz çalışmasında, aldığım notlarla birinci oldum ve DAAD bana Almanya'da öğrenimime devam etmem için burs verdi.3 sene bu DAAD bursu ile BONN Üniversitesinde Germanistik ve psikoloji okudum. Bundan sonra Kassel şehrinde 9 yıllık Hauptschule de Türk çocuklarına Almanca hocası olarak 3 yıl çalıştım. Aynı zamanda Kassel şehrinin ve Volkshoch Schule'sinde hem yabancılara Almanca öğrettim, hem de yetişkin Almanlara Almancanın gramer ve düzgün yazı kurallarını anlatan Almanca hocası oldum. Almanlar Almancayı kendilerinden daha iyi bilen ve her türlü iş mektubunu yazmayı öğreten Neşe hocayı çok sevdiler. Çok güzel anılarım var bu görevimle ilgili.
Germanistik uzmanı olarak döndüğünde Akademik hayatın İstanbul üniversitesinde başladı. Ancak bir süre sonra art arda farklı üniversitelerde Almanca filolojisi bölümlerinin kurucusu oldun. Yerleşik yaşamından vazgeçip gezgin bir kurucu olmak çok zahmetli ve cesaret gerektiren bir karar olmalı. Bu cesareti nasıl buldun?
-Bu cesareti bana beni çağıranlar verdi. Önce Marmara üniversitesine geçtim ve Alman dili ve edebiyatı bölümünü kurdum. Böylece 10 sene İstanbul üniversitesinde asistanlık dönemini yaşadıktan sonra 10 sene Marmara üniversitesinde yardımcı doçentlik ve doçentlik dönemini yaşadım. 20 seneden sonra benim gezginci hayatım başladı .Eskişehir Anadolu üniversitesinde 3 yıl misafir doçent olarak Almanca öğretmenlik bölümünün akademik açıdan güçlenmesine yardım ettim. İstanbul'u tamamen terkedişim 1996 yılında profesör olarak Sakarya Üniversitesi fen-edebiyat fakültesine geçmemle başladı. Burada alman dili ve edebiyatı bölümünün kuruluşunda çalışırken çeviri bölümünü de kurdum. Sakarya'da esas bana zor olan 1998/99 ders yılında güzel sanatlar fakültesini kurmak oldu. O tarihte Sakarya Üniversitesinde tek kadın dekan olarak bir sürü sorunla savaştım ve bu savaşı 3 yıl sonra emekliliğimi isteyerek ayrıldım. Bu ayrılış benim için geçici bir emeklilik oldu. Muğla Üniversitesinin ısrarlı çağrısı üzerine iki yıl sonra ikinci defa profesörlüğe atandım ve bu üniversitenin Fen edebiyat Fakültesinde Alman dili ve Edebiyatı bölümünü kurdum. Bu çalışmalarım bir çok öğretim üyesine kadro sağladı, sayısız öğrenciye de Alman Filolojisinde veya Almanca öğretmenlik bölümünde okumak şansını açtı.
Tüm bu yoğun ve özverili çalışma sürecinde mutlaka büyük bir emek ve titizlikle hazırladığın ders notların ve yazıların vardır. Akademik ve entellektüel bir hazine değerindeki bu birikimi değerlendirmeyi düşünüyor musun? Demek istediğim profesör olana kadar çıkan kitaplarının ve yayınlarının dışında?
-Evet çok var, çocuklar için yazdığım Alman Edebiyatı ekollerinin dışında Alman Lisesinde 1975 den bu yana okunmuş ve işlenmiş edebiyat ürünleri: Alman Lisesinde 1975 yılından bu yana Almanca derslerinde okunmuş önemli kitapların benim tarafımdan yazılmış analiz ve yorumları var. Örneğin Max Frisch , Dürrenmatt, Stephen Zweig, Franz Kafka, Hermann Hesse , Goethe , Schiller, Lessing , Erich Kastner, Bertold Brecht gibi yazarların. Ayrıca değişik ekollere ait şiirlerin analiz tahlilleri var. Önemli olan bir öğrenci bu çalışmaları okursa sadece o eserin yazıldığı dönemin düşünce şeklini, felsefesini vs öğrenmiyor böyle metinlerin ve yorumların nasıl analiz edildiğini tahlillerin ve yorumların nasıl ortaya çıktığını öğreniyor. Kısaca Almanca yazı nasıl yazılır tekniğini öğreniyor. Bütün istediğim bu çalışmalarımın kısa zamanda kitaba dönüşmesi. Bu kitaplar hem filoloji öğrencilerine hem de Abitur veya Matura yapmak isteyen gençlere çok fayda sağlayacak.