Unutamadığınız öğretmen kimdir?
Okulumuzun Türk müdürü, rahmetli Adnan Tolun'dan hepimiz çok korkardık. 10.sınıfta, bize tarih dersine geldiği zaman, dersi "Çocuklar, tarihte her olayın nedeni ekonomiktir" diye açmıştı. Hala, benim ilgi alanlarıma damga vuran bir öğretmen olarak hatırlarım. Ayrıca da, korkumuzun nedeninin, ilkelerinin sağlamlığı olduğunu ve ilkelerin ne demek olduğunu, onun sayesinde çok iyi anladım. 11.ve 12.sınıfta, Almanca hocamız Dr.Freydank ise, bizleri değme Alman edebiyatçısından daha iyi bir Bertolt Brecht uzmanı yapmıştı. Hayat görüşlerinin, bizim şekillenmemize çok katkıda bulunduğunu hatırlıyorum.
Sıra arkadaşınız kimdi?
Neredeyse, her yıl değişen, hatta sene içinde de değişen, sıra arkadaşlarımız vardı. Ancak, son iki sene Gülşen Geriş ile ayını sıraları paylaşırdık.
Sizin öğrencilik yıllarınızda dönemin koşulları nasıldı?
Ülkenin ve okulun şartlarını şimdiyle nasıl kıyaslarsınız? Politik olarak çok hareketli bir ortamdı, ama çok da büyük bir özgürlük ortamı da vardı. Özellikle, hocalarımız, Almanya'nın savaş sonrası yetiştirdiği ilk kuşaktı, dolayısıyla da çok açık, ilerici ve liberal görüşlüydüler. Şekillenmemizde, bilerek veya bilmeden, çok büyük rol aldıklarını düşünüyordum.
Alman Lisesi'ndeki öğrencilik yıllarınıza dair unutamadığınız, yıllar geçse de hatırlayıp, yâd ettiğiniz (olay, anı, kişi vb.) neler var?
Sıralanamayacak kadar çok olduğunu düşünüyorum. Ama, herhalde, en çok saygıyla andığım, konu serbestliğine açık olmasıydı. Diğer Türk okullarından farklı olarak, kıyafet serbestliği vardı. Okulun yönetimi ve hocalarımız, bize bile belli etmeden her türlü kuruma karşı, özgürlüğümüzü nasıl savunduklarını çok daha sonra anlayacaktık. Bu serbest ortamda, bizim dönemlerimizden "hayta" çıkan, hiç bir öğrenci olmamasını, dönemin serbest ama çok sorumlu eğitim sisteminin bir başarısı olarak kabul ederim.
Şu an sahip olduğunuz hayat tecrübesi ile o günlere, öğrencilik yıllarına dönmek mümkün olsa, neyi farklı yapardınız?
Alman Lisesi'nin en önemli özelliğinin "işci arı" yetiştirmek olduğuna inanırım. Yaptığı işi, mükemmel yapmaya çalışan, ama onun dışında sosyalleşmeye yönelik bir çabasının olmadığını daha sonra anladım. Örneğin, toplum içinde konuşma yetkinliği, Alman Lisesi tarafından verilmez ve öğrenci daha sonra, kendi çabasıyla bu eğitimi alır. Liderliğe yönelik ayrıca bir eğitim, okulda ayrıca verilmedi ve çok didaktik kaldı. Bir Alman Liseli'nin, çok iyi bir ahçı olacağına, ama kendini ayrıca yetiştirmezse, iyi bir lokanta yönetemeyeceğine inanırım. Servis verme ve interaktif ilişki konusunda, zayıf kaldığını düşünürüm.
Abitur yaptınız mı? Bunun size nasıl bir katkısı oldu? Bu sistemi nasıl değerlendirirsiniz?
Aradan, neredeyse, 45 sene geçtikten sonra nasıl değerlendireceğimi çok iyi bilemiyorum. Bizim zamanımızda, zaten Abitur yapmak zorunlu idi. Ancak söyleyebileceğim, her yıl kendini katlayan bilgi düzeyinde bizim yaptığımız Abitur'un çok genel kalacağını ve geleceğin kariyerlerine çok fazla bir katkısı olmayacağını düşünüyorum. Ancak, Abitur yapısının da çok değiştiğini biliyorum.
GÜLŞEN GERİŞ MELKONYAN SORUYOR
Büyük tenefüste ne yer, ne içerdin?
Aradan çok zaman geçti, ama değişik dönemlerde, değişik şeyler yediğimi hatırlıyorum. Zekeriya Abi'nin kantininde, ne kadar çeşit vardı onu bilmiyorum. Ortaokul dönemlerinde kaşarlı sandviçin içine sıkıştırılmış pralinli çikolata yiyecek kadar zevksizdim. Ama, lisenin son yıllarında gofrette karar kılmıştım.
Ailenden, kimler Alman Lisesi mezunu?
Bizim aileden çok Alman Liseli geçti. Önce annem, 2.Dünya savaşı dolayısıyla, okul kapanıncaya kadar öğrencisiydi. Daha sonra, ağabeyim Bülent, okul tarihine adını yazdırdı. Arkasından kuzenimiz Nükhet, sıraya girdi. Benden sonra, bir kuşak sonrasında oğlum bizleri takip etti.
Sınıfta, en çok hangi arkadaşına gülerdin?
Bizim sınıf, okulun en yaramaz sınıflarından değildi. Hiçbir zaman "Hababam Sınıfı" olma iddiasında olmadık, ama kendi içimizdeki mizah damarımızın çok yüksek olduğunu hatırlıyorum. Gerçekten, eğlenmesini bilirdik. Nezih (Yaramanoğlu) ve Varujan (Hanamiryan) sınıfımızın, neşe kaynakları oldular.
Abone olduğun dergi ne idi?
Özellikle rock müziği, lise yıllarında büyük bir çıkış yapıyordu. Dönemin Almanca müzik ve progresif gençlik dergilerini izlemeye çalışırdım.
Vazgeçemediğin içecek ne idi?
Gülşen'in, bu soruyu niye sorduğunu biliyorum. Gofretime ve birlikte içtiğim Coca Cola'ya hep ortak olmaya çalışırdı. Ama, hiçbir zaman da başaramadı.