Sizin öğrencilik yıllarınızda dönemin koşulları nasıldı? Ülkenin ve okulun şartlarını şimdiyle nasıl kıyaslarsınız?
Lise yıllarında, ülke oldukça fakirdi, dünyada soğuk savaşın hakim olduğu, berbat bir dönemdi. Okul, benim çok eğlenmiş olduğum bir ortam olmasına rağmen, dersler bakımından oldukça zordu. En zoru da, o zamanlar Alman Lisesi'nde sınıfta kalmak çok kolaydı, mesela 8. sınıftan 9. sınıfa, matematikten borçlu geçmiştim ve 9. sınıfta, bütün derslerim iyi olduğu halde, sadece matematikten 10 üzerinden 4.5 aldığım için, sınıfta kalmıştım. O zamanlar, ülkede sağ ve sol ayrımı çok keskindi, sokaklarda gençler birbirini vuruyordu. Üniversiteler, sık sık, öğrenime ara veriyordu.
ZEYNEP ÇARMIKLI, MUSA SİPAHİOĞLU, UĞUR AKSOY SORUYOR
Son kitabındaki önerileri, uygulamakta zorlanıyorum; bana ne önerirsin?
"İyi Oldum" kitabımı okuyunca, oradaki uygulamaları yaptığında, soruların olursa, benimle 1 saatlik çalışma yapmanı öneririm. Böylece, kendi kendini iyi etmenin yöntemlerini, nerede ve nasıl uygulayacağını, tam olarak öğrenirsin. Ayrıca, YouTube'da seminerlerim var, orada da detaylı olarak anlatıyorum.
Her güne, iyi uyanan Yasemin haline, nasıl geldin?
Hem kendi üzerimde çok fazla çalışma yaptım, hem de çok fazla kişiyi çalıştırdım. Sonunda, anladım ki yaşadığımız her şey (süper bir iş veya bir hastalık), olumlu veya olumsuz her şey, bizim kendi yaratımımız. Bunu anlayınca ve her duruma uygun, vites değiştirir gibi, hangi uygulamayı yapacağımı bilince, hayat çok kolay ve keyifli bir hale dönüştü.
Sence, birisine öğüt vermek, işe yarar mı?
Katiyen işe yaramıyor. Herkesin gözleri kapalı olarak, kendi içine sorular sorması ve kendi cevaplarını bulması gerekiyor. Öğüt, yama gibi bir şey. Benim, bütün yaptığım, kendi geçtiğim yolları, anlatarak ilham vermek. Bir de, hayatın içinde sıkışmış bir insanın, kendisine doğru soruları sormasının yollarını göstermek.
Eski günlerdekinden farklı bir bakışın var yaşama. Kafanda, birçok kavramın tanımı değişmiş gibi; örneğin "sabır" üzerine ne düşünüyorsun?
Eskiden "Sabır" dendiğinde, katlanmak diye anlardım, şimdi ise şöyle düşünüyorum: Kendimi, olumlu yönde değiştirmek ve dönüştürmek için, belli bir zamana ihtiyacım olduğunu bilmek. En büyük düşmanımız, kendimiziz, yalan yanlış düşünce kalıplarımız ve davranış alışkanlıklarımızı değiştirebilmek için, sabır gerekiyor. Bu anlamda "Sabır" benim için azim, disiplin ve tevekkül demek oluyor. Sonuçta, başa çıkmaya çalıştığımız koskoca bir ego.
Şimdiye kadar, dokunduğun yaşamlardan, en etkili olduğunu düşündüğün hangisiydi?
Yeniköy'deki komşum, hamileydi ve bebeği kalp bağları ters bağlantılı olduğu için, doğar doğmaz ameliyat olacaktı, yaşama şansı milyonda bir idi. Komşumla yaptığımız 2 saatlik bir çalışma sonucu, bebek doğdu ve hemen ameliyata alındı. Öyle başarılı bir ameliyat oldu ki, olay gazetelere çıktı. Kerem şimdi 5 yaşında, sapasağlam.