Hep pozitifsin, bunun sırrı nedir?
Pozitif olmaya çalışıyorum, ama samimi olarak söyleyeyim zor anlarda "Aman neler gördük, bunlar da geçer" şeklinde düşünmeye çalışsam da, her zaman başarılı olduğumu hiç sanmıyorum. Sınıf arkadaşları olarak toplandığımızda çok keyif alıyorum ve sizleri görünce enerji düzeyim azamiye çıkıyor, bundan dolayı sürekli pozitif görüntü veriyorum sanırım.
Eğitim hayatını ve sonrasındaki iş deneyimini özetler misiniz?
Liseden sonra, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği'ne girmeyi çok istemiştim. Gerçekten çok çalıştım ve bunu başardım. Üniversiteden sonra, ABD de master yapmayı çok arzuluyordum. Fakat, son anda aldığım kararla, aile şirketimizde işe başladım. Master yapamamanın eksikliğini hep hissettim. Bu yüzden işe girdikten üç sene kadar sonra İstanbul Üniversitesi'nde, gece işletme master programını, çok yıllar sonra da Harvard Business School'un Owners and Presidents Management Programı'nı bitirdim. On sene kadar önce, aile şirketimizde üçüncü kuşak üyeleri olarak, şirketimizi kurumsallaştırma ve profesyonelleştirme adımları attık. Yıllarca icrada görev ifa ettikten sonra, bu gün aile şirketimizde icracı olmayan Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapmaktayım. Son on sene içinde, sivil toplum örgütlerinde önemli görevler üstlendim, bunun yanında aile işimizin dışında kurduğum ve devrettiğim işler oldu.
Aile işletmelerinin profesyonel yöneticilere bırakılmasının olumlu ve olumsuz yönlerini anlatır mısınız?
Bu konuda, aile şirketimizde büyük bir deneyimim oldu. Özellikle, üçüncü kuşaktan sonra bunun bir zaruret olduğu fikrindeyim. Şu ana kadar yaptığımız hamlelerden oldukça memnunuz. Fakat, şirketlerde girişimcilik ruhunun da kaybolmaması lazım. Profesyonel kadrolardan girişimcilik beklenmez, onların misyonu kendilerine delege edilen iş alanlarını başarıyla yönetmektir. Dolayısı ile, ailenin de özellikle karar merciinde dahlinin şart olduğunu düşünüyorum.